Bağırsaklarımız bağırıyorsa…

Bağırsaklarımızda da bir dünya var. Orada yararlı bakteriler, yani probiyotikler, bize sindirimde ve bağışıklıkta destek olurlar. Onların besini ise prebiyotiklerdir. Bir de işin öte tarafı var: patojen bakteriler. Onlar ise hastalık yapar. Hatta “fırsatçı” dediğimiz bir grup vardır ki, normalde sessiz sakin yaşarlar ama denge bozulursa işleri karıştırmaya başlarlar.

İşte bu dengeyi desteklemenin en keyifli yollarından biri bir fincan prebiyotikli çay olabilir.

Süper Çaylar’dan Prebiyotik Yeşil Çay, sadece çay değil, adeta içten bir denge daveti. İçinde prebiyotik lif, rezene, papatya, vitamin D3 ve barut ağacı kabuğu var. Ekstra şeker, tatlandırıcı, aroma ya da katkı maddesi içermez. Üstelik bir fincanda yalnızca 18 mg kafein bulunur.

İlk yudumda gelen papatya kokusu, çocukluk pikniklerini hatırlatır. Rengi hafifçe sarı, damakta yumuşacık ve hiç kartonumsu değil. Ferah, içten ve saf. Ardından hafif keskin bir rezene tadı belirir… Üstelik vitamin D3 de içeren bir çaydan bahsediyorum.

Fakat bir sorum var: Neden yemek yeriz ki? Hayatta kalmak için. Peki, nereye gider bu yediklerimiz? Bağırsaklara. Bağırsaklarımız bağırıyorsa, aslında duygusal beynimiz konuşuyor. Çünkü orada sadece yiyecekler değil, duygular da sindirilir. Boşaltım yapınca neden hafiflediğimizi düşün… Yükler azalır. Ama tıkanırsak, orada da bir grev başlamış demektir.

O yüzden bugün kendimize küçük bir iyilik yapalım. Bağırsaklarımızı destekleyelim, duygusal beynimize nefes aldıralım. Bir fincan prebiyotikli yeşil çay içelim.

Çünkü sağlıklı bir beyin, sağlıklı bir bedende yaşar. Bazen de bir yudum çay bize yeniden dengeyi hatırlatır.

Sevgiler,

Rana

👉 Prebiyotikli Yeşil Çayın eşsiz lezzetini siz de tatmak isterseniz buraya bekleriz🤗